Monday, February 20, 2017

Nefret ve Sevmeme

Bir insanı sevmeme ve bir insandan nefret etme arasındaki farklar bu aralar kafamı kurcalıyor.
Freud nefret duygusunu, kendi mutsuzluğuna sebebiyet verdiğini düşündüğü kişilerden
kurtulma, onlara fırsat bulduğundan zarar verme hatta mümkünse onları ortadan kaldırma
şeklinde ortaya çıkan aşırı sevmeme dürtüsü olarak tanımlıyor. Yani bir insan nefret ettiği
zaman onu görmezden gelerek ilişkiyi kesmek veya onu tamamen unutmak yerine sürekli
düşünüyor, unutmuyor - aşka benzer bir duygu olması bu sebepten ötürüdür diye düşünüyorum. - ve zamanı
geldiğinde ona zarar vermek için elinden geleni yapıyor, nefret ettiği kişinin başına kötü bir
şey geldiğinde ise bundan hoşlanıyor. Ayrıca bir insanın nefret edebilmesi için nefret ettiği
kişinin kendisinden bir şeyler alması geçmişinde ondan bir zarar görmesi gerekiyor. Bu
dürtüye hayvanlarda rastlamak mümkün.Kenya’da bir babun grubundan bir üyenin yoldan
geçmekte olan araştırmacıların arabalarıyla ezilerek öldürülmesinin ardından babunların 3
gün yolun kenarında araştırmacıları beklediği ve yoldan geçtiklerinde onlara taş attıkları
görülmüş.

Sunday, February 19, 2017

Ben ve Kendim

Yalnız değilim ben:
Yattığımda yatağıma,
Baktığımda semaya,
Yakardığımda ilaha.
Konuşurum düşlerimde
Bakarım gözlerinle
Isınırım yüreğinde.
Vasiyetimdir öldüğümde,
Sübut olması güzelliğinin dizelerimde.


Saturday, February 18, 2017

1. Sone'ye Yorumum

İsteriz bütün güzel şeylerin daha da çoğalmasını
Doğanın ürünü eşsiz güzellik ölmez böylece.
Ancak zamanın yatağından ayrılıp göçtüğünde
Anısını miras bırakır geride kalanlara bakışların,
Bir bebeğin bakışlarında.
Olma kendine karşı kötü bir düşman,
Parlak gözlerine karşı bir çıban.
Yaşatma sefaleti,
Güzelliğin bolluk saçarken aleme.
Tomurcuklarını kurutma sana gerçek mutluluğu getirecek güzelliğinin.
Neden umarsızca tasarruf eder kendinde bırakırsın onu!
Bu kadar pintileşirsen insanlara,
Eşsiz güzelliğin de kalır,
Domuzların eşelediği mezara.

Friday, February 10, 2017

Adalet

Ara kendini bulana kadar!
Neden bu kadar üzgün ve ümitsiz olasın ki ?
Yürü artık zaman bile varlığını ararken
Zaman bile seni ararken!


Zincirlerin çevrelediği elbiseler 
Kır onları, silahın olsun karanlık beyinler 
Elbiseleri düşünen beyinler
Elbiseler giyen gelenekler

Ara bulana kadar özünü, 
Üzgün ve ümitsiz olmak yerine. 
Kaderine adım at artık zaman seni beklerken 
Seni soran isimsizler varken 

Kimselerin haberi yokken saf benliğinden. 
Günahkarın seni yargılamaya gücü var mı? 
Zamandan öte yargıç yokken, 
Üzgün ve ümitsiz olmak niye? 

Hakkın gerçekliğine baksana! 
Yalvarıyor cemaline, ulaşman için saf adalete. 
Direnme artık yüreğinin kudretine. 
Hakkın gerçekliğine baksana! 

Yak; 
Etrafını saran cehaleti, 
İğrenç gülüşlerini ruhsuz sofunun, 
Saf bedenini kirleten sosyal normları, 
Kaderine atılan ezbere çizikleri. 


Mumun fitilindeki ışık değil
İçindeki öfkenin ateşisin artık. 
İlahi ışığın göstediği patikaya baksana! 

Gökyüzü de korkuyor artık 
Dalgalandırdığın kırmızı şalından 
Başlatacağın devrimden! 
Korkma eğer düşerse diye şalın elinden 
Deprem olacak bu seferde düştüğü yerden.